Canan Karatay kendi Youtube programında dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Nihal Doğan'ın "Eskiden belli yaşlardan sonra çıkardı bu hastalıklar. Küçük çocuklarda çok nadir görülürdü. Fakat son 2-3 yılda genç, çocuk ve yetişkinlerde anormal bir şekilde artış var. Ankilozan spondilit, romatoid artrit, Gut hastalığı gibi halk arasında iltihaplı romatizma diye bilinen kısaca bir özeti var. Nedir bu iltihaplı romatizma? Halk yanlış mı biliyor, mikropsuz bir iltihap mı, doğrusu nedir?" sorusuna yanıt veren uzman isim, çarpıcı bir uyarıda bulundu.
CANAN KARATAY'DAN ÇARPICI UYARI: "BİR KERE O YANLIŞ BİLİNİYOR!"
"Bunların hiçbiri iltihaplı falan değil. Bir kere o yanlış biliniyor. Yani iltihaplı romatizma, streptokok bakterisinin yaptığı hastalıklardı. Streptokoksik B bakterisinin vücuttaki reaksiyonlarını, bilhassa kalpteki reaksiyonlarını az görüyoruz. Artritler de dahil bütün bu saydıklarınızın sebebi iltihap da değil aslında. Vücutta mücadele." açıklamasında bulunan uzman isim, "Biz buna 'kronik inflamasyon' diyoruz." dedi ve otoimmün hastalıklara değindi:
"Kendi hücrelerine hücum ediyor. Otoimmün! Yani vücudun kendi içinde savaş var. Vücut, kendi kendini yiyor! Bağışıklık tersine çalışıyor."
Açıklamasında "Vücudun bağışıklık sisteminin çökmesi bu hastalığın nedenidir. Senelerden beri konuşuyoruz, aynı şeyi tekrar söylüyorum. Sadece eklemler değil. Ciltte de bağışıklık sistemi çöküyor. Mesela bu kişilerde sedef hastalığı olabiliyor. Burada olay, eklem bağlarında. -Fibroplaz deriz- bağ dokusuna kendi hücrelerimiz yabancı diye hücum ediyor. Burada mikrop falan yok!" ifadelerini kullanan uzman isim, "Bütün zehirlerin etkisi var. Hava zehri, su zehri, toprak zehri" dedi.
"EVDEKİ HAVA, DIŞARIDAKİ HAVADAN 100 KAT DAHA TOKSİK!"
Karatay açıklamalarına şöyle devam etti:
"Siz de söylüyorsunuz. Hastalığın bu kadar artmasının sebebi bunlar. Toksik havayı soluyoruz. Evdeki hava, dışarıdaki havadan 100 kat daha toksik." diyerek deterjan, dezenfektan ve çamaşır suları gibi kimyasallara dikkat çekti:
"ÇOCUKLARI EN UFAK YAŞLARINDA ZEHRE MARUZ BIRAKIYORUZ!"
"Biz maruz kalıyoruz, çocukları maruz bırakıyoruz. Okullara gidiyorlar hastalanıp geliyorlar. Virüs mü? Hayır, virüs değil efendim. Burnu tıkanıyor çocuğun. Çünkü okulda kullanılan çamaşır suyunun zehri havaya karışıyor. O vücuda girmesin diye burun kendini tıkıyor. Çocuk nefes almak için ağzını açtığı zaman bu sefer de boğaz kuruyor. Yani reaksiyon oluyor. Bu çocuklar ileride romatoid artrit olabilir. Yani yatkınlıkla alakası yok , maruziyet nedeniyle. Çocukları en ufak yaşta zehirlere maruz bırakıyoruz."
Öte yandan bağırsak hücrelerinin çok önemli olduğunu belirten uzman isim açıklamasına şöyle devam etti:
"Bağırsak hücrelerimizdeki probiyotik bakterileri öldürürsek, her türlü infeksiyon oluyor. Mikroplu da mikropsuz da. Bütün mesele bu! Bunu da neler bozuyor? En başta şekerli, unlu, işlenmiş gıdalar var. Mısır şurubu şekeri, Çin tuzu ve bütün hazır yiyecek, içecek ve soslara katılan katkı maddeleri. Bunların hepsinde bromür var. Bir de Çin tuzu alışkanlık yapar. Sussun diye küçük yaştaki çocukların eline Çin tuzu olan cips paketlerini verirsiniz başlatıyorsunuz. 30 - 45 yaşlarında artrit olacak! Romatoid artrit olabilir, dizlerinde artrit olabilir."
"DIŞARIDAN PARAYLA ALIP VÜCUDA SOKTUĞUMUZ ZEHİRLER VAR!"
Stresin bağışıklık sistemini çökertip bütün hastalıklara davetiye çıkardığını belirten Karatay, "Bunun dışında dışarıdan parayla alıp vücudumuza soktuğumuz zehirler var. Mesela sigara! Hazır olan her yiyecek de dahil." dedi ve seçici olmanın önemine değindi. Doğal olan gıdaların tüketilmesi gerektiğini belirten ünlü doktor "Probiyotik bakterilerin canlı ve fazla oranda olmasını sağlamamız lazım. Bu da kimin elinde? Kendi elimizde" ifadesini kullandı.
Uzman isim bir kez daha antidepresan, ağrı ve mide ilaçlarının çok uzun süre kullanıldığı takdirde bağışıklık sistemini çökertip bağırsakları bozduğunu vurguladı. Öte yandan "İnsan vücudu doğduğu zaman bütün hastalıklara karşı mücadele etmeye programlanmıştır. Sizden, benden akıllıdır vücudumuz. Ona fırsat vermek lazım. Konuştuğumuz hastalıkların hiçbiri genetik değil. " dedi ve şu açıklamayı yaptı:
"En kolay şey şu: Yemek ve yaşam biçimimizi değiştireceğiz, kötü alışkanlıklarımızdan yavaş yavaş uzaklaşacağız."