Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Türkiye Yüzyılı Din Öğretimi Çalıştayı, akademisyenler, il ve ilçe milli eğitim müdürleri, il ve ilçe müftülükleri ile BİHMED, TÜGVA ve YİHMED’in yanı sıra bu alanda faaliyet gösteren dernek temsilcilerinin katılımıyla Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu, din eğitiminin, toplumun var olan dinamiklerini, kültürel mirasını, etik ilkelerini aktarmada ve yeni nesillere kazandırmada çok önemli bir misyon taşıdığını söyledi. Alireisoğlu, “Gelecek yüzyıldan Türkiye yüzyılı olarak bahsediyorsak bu anlamdaki misyon çalışmasında din öğretimine de çok önemli görevler düşmektedir. Bizler gençlerimizi ‘kökü mazide olan ati’ anlayışıyla, değerlerine bağlı, ne istediğini bilen, geniş ufuklu, azim ve kararlılık içerisinde ayakları bu topraklara basan güçlü aktörler olarak var etmek istiyoruz. İmam hatiplerin taşımış olduğu misyon bu anlamda önemli ve değerli. Çağın gereklerine uygun bir şekilde yürüttüğümüz eğitim çalışmalarımızda çocuklarımıza sunduğumuz din öğretiminin mevcut durumunu, sorunlarımızın ne olduğunu ortaya koymak ve birlikte bütün paydaşlarımızla beraber nasıl yapabiliriz, nasıl problemlerimizi daha iyi çözebiliriz? Nasıl çocuklarımıza daha iyi imkanlar sunabiliriz anlayışıyla, düşüncesiyle bu çalıştayımızı gerçekleştirdik. Çalıştayın hayırlı, bereketli olmasını temenni ediyorum” dedi.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ali Kaya ise, dinin insanlığın başlangıcından itibaren var olduğunu, günümüzde de toplumsal hayatta tezahürleri olan bir gerçeklik olduğunu kaydetti. Bu bakımdan insanın, mensubu olduğu dini ve onun değerlerini öğrenme merakı içinde olduğunu kaydeden Kaya, “Bu küçük yaştan başlayarak hayatın sonuna kadar devam eden bir öğrenme arzusudur. Bu nedenle din öğretimi çeşitli kurumlarla icra edilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığımız bünyesinde ilkokul, ortaokul, lise, imam hatip liselerinde örgün olarak devam etmekte. Yine Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde yaygın din öğretimi devam etmekte. Din öğretimi çocukluktan itibaren başladığına göre bu öğretimin çocukların gelişim çağlarına göre, ona uygun biçimde, içerikte icra edilmesi gerekiyor. Bütün bunların yanı sıra din öğretiminin hangi dönemde, hangi çağda başlaması gerektiğinin de iyi belirlenmesi, müfredatının da buna göre düzenlenmesi önem arz ediyor. Ülkemizde din öğretimi ilkokul dördüncü sınıftan başlamakta. Yani 10’lu, 11’li yaşlarda. Oysa batılı ülkelerin bir kısmı ilkokul birinci sınıftan itibaren zorunlu olarak, hatta ailenin isteği doğrultusunda anaokullarında din eğitimi yapılmaktadır. Dolayısıyla din öğretiminin muhtevası, müfredatı, bunların iyi şekilde düzenlenmesi, bilimsel temellere oturtulmasının yanı sıra hangi çağda hangi içerikte din eğitiminin de verileceği iyi belirlenmeli. Çağı yakalayan ülke olmaktan, çağa yön veren ülke olma hedefinin belirlendiği Türkiye yüzyılında Din Öğretimi Çalıştayının hayırlara vesile olmasını, yeniliklerin münazara edilmesini, yeni fikirler üretilmesini ve yeni yaklaşımların gerçekleştirilmesine zemin hazırlayan bir çalıştay olmasını diliyorum” diye konuştu.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da kendisinin de imam hatip lisesi mezunu olduğunu hatırlatarak, 1997’den 2012’ye kadar katsayı probleminin olduğu dönemde imam hatiplerin fazla tercih edilmediğini ve birçok ilçede okulların kapandığını hatırlattı. 2012’den sonra katsayı engelinin ortadan kalktığını kaydeden Başkan Aktaş, “Her kadar imam hatip okulları öne çıksa da aslında bu sorun meslek liselerinin problemiydi. Bu Türkiye'nin problemiydi. Aslında biz bu uygulamayla meslek liselerinin ipini çektik. Çocuklar hep Anadolu Liselerine veya düz liselere yöneldiler. Nihayetinde sorun çözüldü ve artık eşit şartlarda üniversite sınavlarına girmeye başladılar. Ama ciddi bir kalite problemi yaşadığımızı düşünüyorum. Şunu bilmeniz lazım eğitimde de sosyal hayatta da kurallar var. 30 sene önce kurallar başkaydı. 60 sene önce başkaydı. Bugünkü kurallar da başka. Tabii ki genel doğrularımız değişmez. Ama günceli yakalamak gerekir. En büyük problemlerimizden bir tanesinin günceli yakalamayla alakalı olduğunu düşünüyorum. Yani din öğretiminde imam hatip okullarına ekstralar katmamız gerekliliği kaçınılmaz bir gerçek. Hayatla kopuk, sadece ilahiyat bilgilerini konuşan bir nesilden falan bahsetmiyorum. Bu konuda daha yapılacak çok şeyler olduğunu düşünüyorum. Kalitenin yükseltilmesi adına yapılması gereken hamleler olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu buluşmada bunun telafisi adına bir süreç olur” dedi.