Kaza, 5 Şubat'ta, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Selçukgazi Tüneli çıkışında meydana geldi. Özlem Savun yönetimindeki 34 ZM 9005 plakalı otomobil, yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıkıp bariyerlere çarptı.
Daha sonra araç, kaza yaptığı için sağ şeritte duran Yakup Terzi (57) yönetimindeki 34 KT 1194 plakalı otomobil ile yardım için duran Bünyamin Sivri'nin (34) 34 BLK 062 plakalı otomobili ve Şehmuz Karabulut yönetimindeki 34 NK 7990 plakalı otomobilin arasına daldı.
Otoyolun güvenlik kamerasına da yansıyan kazada, otomobil başında bekleyenlerin, çarpmanın şiddetiyle metrelerce savrularak yola düştüğü görüldü. Kazada, Cansu Bağış (23), Serpil Terzi (47), Naz Terzi (15) ile Betül Nur Terzi (25) yaşamını yitirdi. Yaralanan otomobil sürücüleri Yakup Terzi, Özlem Savun, Bünyamin Sivri ile araçtakiler Defne Naz Savun (8), Özer Yağız Savun (10), Reyhan Mahmasahatova (31) ile Sercan Çalık (34) hastanelere kaldırıldı.
Diğer 2 otomobilde bulunan kişilerin ise aileye yardım etmek için durduğu, bu sırada da kazanın yaşandığı tespit edildi. Ölen Cansu Bağış’ın da hafta sonu tatili için İstanbul’dan Bursa’ya geldiği öğrenildi. Bağış’ın, bir kuzenini ailesinin yanına bırakıp, diğer kuzeni Şehmuz Karabulut ile İstanbul'a dönmek için yola çıktıkları belirtildi.
Tutuklu sanığın cezaevinden SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katıldığı duruşmada, taraf avukatları ile müştekiler hazır bulundu. Mahkemede savunmasını yapan Özlem Savun, 15 yıldır araç kullandığını söyleyerek, “Hala olayın şokundayım. Kader diye bir şey varmış, o da benim başıma geldi. Dört kişi canından oldu. Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Olay günü çocuklarımla birlikte seyir halindeydim. Çok dikkatli araç kullanırım. Benim rahatsızlığım vardı. Normal hızla gidiyordum. Hava yağışlıydı. Hızımı yavaşlattım. Kaza aniden oldu. Olay yerine gittiğimde aklım başıma geldi. Kazanın nasıl oluştuğunu bilmiyorum. Avukatlarım aracılığı ile vefat edenlerin yakınlarına ulaşmaya çalıştık. Dışarıda 7 ile 9 yaşlarında çocuklarım var. Perişan oldular. Onların bana ihtiyacı var. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Olay yerinde 14 dakika ara ile iki kazanın meydana geldiğini belirten sanık avukatları, yolun yapımında hata olduğunu düşündüklerini ve konunun araştırılmasını isteyerek, müvekkillerinin yaklaşık 5 aydan bu yana tutuklu bulunduğunu, bakmakla yükümlü çocuklarının olduğunu, kaçma şüphesinin bulunmadığını tahliyesini veya adli kontrol şartlarından birini uygulanmasını istediler. Mahkeme heyeti, kısa bir aranın ardından sanığın tutukluluk halinin devamına İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan Kati raporun beklenmesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Olayın olduğu gün bir vatandaşın kaza yaptığını belirterek, "O sırada kız kardeşim kaza yerinden geçiyor. Yardım etmek amacıyla yolun kenarında durup, aracı emniyet şeridine çekmeye çalışıyorlar. Sanık 4 kişiyi katletti. Bu kaza değil. Buna kimse kaza süsü veremez. Bu resmen cinayet. Vahşice yapılan bir katliam. Biz bu davanın sonuna kadar arkasındayız" ifadelerini kullandı. Anne Hakime Bağış da sanığın cezalandırılmasını istedi.